Buradan Bakinca - Öteki

80"li yillardi, iyice yagan yagmurdan sonra, parlayan gunes etkisini iyice gösterdi, muazzam toprak kokusu sardi etrafi, baharin enfes kokusuydu, ilkokul 1. sinifta "Cin Alinin Topaci" kitabini okumaya yeni basliyorlardi, sinifin neredeyse tamami "Topac"in ne oldugunu bilmiyorlardi, hecelenerek kitap okunurken, ögrenciler "Topac"in ne oldugunu dusunuyorlardi ve kitaptaki resimlere bakarak cözmeye calisiyorlardi, kitabin ne anlattigindan cok "Topac"a takilmislardi, derken teneffus zili caldi, kosarak siniflardan disari cikan ögrenciler, okul kantininin önunde sira olusturmaya basladi, parasi az olanlar sadece ceyrek ekmek alirlardi ve önluklerinin ceplerine koyup, elleriyle kucuk parcalar koparip, yavan sekilde yerlerdi, muhtesem bir tadi vardi ekmegin ve kokusu, tipki topragin guzel kokusu gibi, teneffus aralarinda havasi inmis kuculmus plastik bir topun arkasindan neredeyse okulun tum erkek ögrencileri kostururdu, amac bir pas vermek veya calim atmakti sadece, iyi oynayan ve hizli kosanlar topa daha cok sahip olurdu, okul saatleri disindaki en iyi eglencelerden biri ise; halk dilinde misket dedigimiz bilyalarla oynamakti, cam bilyalarin icindeki renkler herbirini baska dunyalara götururdu, o renklerin nasil yerlestirildigini kontrol etmek icin sayisiz bilyalar kirilmistir, bazilarina avrupadan bilyalar gönderilirdi, onlar cok degerliydi, bazen birini bes ile bazen de on ile degistirmeyi teklif ederlerdi, o kucuk dunyalara.

Yillar gectikten sonra merada koyunlari otlatirken, öte taraftan gelen coban, sigarasi bittigi icin sigara istedi, cebindeki tek sigarayi verdi cobana ve coban tek sigarayi almakta itiraz etmedi, beraberce yemek ve cay icmeyi teklif etti cobana, coban koyunlari birakamayacagini ve sadece sigara icin geldigini söyledi. Coban gittikten sonra eseginin semerinden ekmegi cikarip elleriyle parcalar kopararak yedi, o an; topaci, havasi inmis topu ve bilyalari dusunmeye daldi ve karsi yoldan gecen at arabasina köpeginin havlamasiyla dalginligi gecti, ekmek lezzetli olsa da, eski tadi yoktu ve topraktan da guzel koku gelmiyordu artik.

Aradan cok yillar gecmisti, is stresi sarmisti kendisini, ekmek icin kavga vardi artik, hersey zamana endeksliydi, bir bahar sabahiydi, ise yetismek icin aceleyle evden cikti, kosarak merdivenlerden adim atarken, tahminen orda yasayan cocuklardan birinin cebinden dusen ve basamakta kalan birkac bilyaya basinca ve 3-5 basamak kayip yuvarlandiktan sonra kendisini apartmanin dis kapisinin önunde agzi burnu kan icinde yerde buldu, biraz bayginlik gecirmisti galiba; disardan cok guzel bahar ve toprak kokusu geliyordu, topaci, havasi inmis topu ve bilyalari dusundu, kendisiyle beraber oraya kadar yuvarlanan bilyalardan birini eline aldi, bu bilya avrupa bilyasiydi cok guzeldi, icinde muhtesem renkler vardi ve o renklerde muhtesem bir dunya !





Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×