Yazarlar:
31 NUMARALI REKLAM ALANI
BAHCENIN USTASI (IRADENIN EFENDISI OLMAK)

Gunesin isitigi islak tahtadan yapilmis hantal, mavi boyali kapiyi cekip sirtini dayadi. Bozkirin soguguyla kopup gelen topragin kokusunu burnunda hissedince gözlerini kapayip hic bir sey dusunmeden, sadece gunesin sicakligini yuzunde tasidi. Biraz ilerdeki yasli kayisi agacinin dibindeki curumus yapraklara basip , yuzunu gunese cevirip orada kalakaldi. Aslinda hic bir seyi dusunmemenin mutlulugunu yasiyordu. Tek hissettigi, yuzundeki keyif verici sicaklik, burnuna gelen keskin yagmurlu topragin kokusu ve sirtinda hissetigi yasli kayisi agacin ser kabuklariydi. Sonra gözlerini kapatarak disardan gelen her seye dikkatini vermeye basladi. Yuzu isimisti. Arada kaygi verici dusunceler gelip kapisini calsada, inadi inadina dikkatini butun duyulariyla dogaya verdi. Yani simdiki zamani ve mekani yasiyordu. Yere basan ayaklarinin, ellerinin farkina vardi, sefkat arayan bir insan gibi ellerini ovusturup yuzune göturdu. Ozaman sevincle, doganin bir parcasi oldugunu fark etti. Nasil muthis bir duyguydu bu, doganin bir parcasi olmak, butun maskelerini, korkularini, buyukluk kompleklerini bir tarafa birakarak normallesmek. Sadece kuslarin seslerini dinlemek.

 

hayataHayatinda ilkez bulutlari bu kadar kocaman , rengarenk buldu. Aslinda ilkleri yasiyordu. Sislerin gunes isiginda bir renkten bir renge giren gizemli oyunu seyretti. Yagmur damlalarinin icindeki renk cumbusune hayranlikla bakiyordu. O kadar kesvedilecek sey vardiki. Mutlulugun aslina okadar zor olmadigini anlamisti. Yillarin verdigi asiri calismalar, görevler, baskalarinin kendisinden olan beklentileri, modern dunyanin insani makinelestiren mantigi kendisini yormustu, hemde cok. Tekrar inadina butun duyulariyla dogaya döndu. Butun dikkatini cok uzaktan gelen bir traktörun sesine verdi.Bu ses ona kisa sureli olsada özgurlugunu geri getirmisti.

 

Gözlerini actiginda  ayakabalarina yapisip kalan camuru fark etti, hic dokunmadan öylece kalakaldi. Geceden  yagmurlar yagmisti ,  gözlerini 2 dönumluk topraginin uzerinde dolastirdi. Havlunun topraktan yillar önce yapildiginin ilkez farkina vardi, havlunun duvarlari yikilmis, önleri kuru cali dikenlerle dolusmustu. Ölmus elma, kayisi agaclarini gördu, senelerdir islenmemis yagmur altindaki topragi. Kurumus dikenlikleri gördu,  huzunlendi,gögus kafesinin uzerine sinsi bir agri gelip kondu. Camurlu bahcede yurumeye basladi, ayaklari camura saplandikca inatla camurlu, yikik dökuk bahcenin icinde ilerliyordu. Bir  seyler mirildaniyordu ve kendisine su acimasiz soruyu sordu”   bugun benim son gunum olsaydi ne yapardim”? Ölu yataginda olan bir insan gibi muthis bir özlemle yasamak istediklerini dusundu. Resim yapmayi, turku söylemeyi, yazi yazmayi, baskalariyla oturup konusmayi, aklindan, coktandir unutugu bir suru guzelikler gecti. Sorudan  urkmustu ölmek istemiyordu ve en buyuk amaci mutlulugu yakalamakti. Ve söyle dusundu; yillarca kötu dusuncelerle, bos cekismelerle hayatimi kendime  ve baskalarina  zehir ettim, bu isin sonu yok, kötu dusunceler, insanlarin bana hakaretlerini , bana yaptiklarina, yillarca takilip kaldim. Takilip kalmak kelimesine  guldu, öyle ya takilip kaldim iste.

 

Son gununu yasarmiscasina bir karar verdi iradesinin efendisi olacakti.  Ise, önce kendisini rahatsiz eden, takinti haline gelen kötu dusuncelerden baslayacakti . Duydugu hakaretleri, haksizliklari, bunlari dusundukce nefesi daraldi, icini,  kaygi, terkedilmislik hissi kapladi,supheciligi arti. Bunlari haketmismiydim? Kizginlik yuzunde dagilincada nefesi kesildi. Icinden yeter diyerek, en buyuk yeminini etti, ve bugunden itibaren kötu dusuncelerden kurtulmak icin butun gucunu kullanacakti. Zor bir ise girismisti, yardim isteyecegi cok uzakta bir arkadasi vardi ona ulasacak , takilip kaldigi yerden o kendisine yol gösterecekti . Arkadasiyla bulustuklarinda o hep kendisine ” Herkes yasamin sinirlarini kendisi belirler” derdi ”öyleyse bende kendi mutlugumun sinirlarini belirliyorum diyerek, sevindi. O gucum var ”, diyerek kendisine buyuk bir iyilik etmisti.

 

 Ben yasamimin mutluluguna bu bahceden basliyorum diyerek sevgiyle egilip camurlu topraga dokundu. Zihnini disiplin  etmek icin önce bahceden baslayacakti,  bahce duzene girdikce, kendi ic dunyasininda guzelesecegini biliyordu. Zihin perdesinde iki dönumluk topraginin, guller icinde , hos kokulu cicekler, cesit cesit papayalar icinde kaldigini gördu. Bahcesinin ortasinda, elma , kayisi agaclari arasinda bir yol gidiyordu.Yolun iki  tarafinda kisa,duzenli kesilmis cimenlikler vardi.  Fiskiran sularin icinde yurudu,  bicilmis cimenlerin dibindeki kucuk bir havuz gördu, uzerinde asmaliklar vardi. Sicak altinda gulerin bas döndurucu kokusunu aldi. Gözlerini acinca harabe bahceyi bir daha gördu. Hic uzulmemisti, duslerinin perdesindeki bahceyi her gun dahada guzelestirerek sonunda bahcesini o hale getirecekti. Hayata yasadigimiz her sey aslinda ic dunyamizda yasadiklarimizin taslagidir” sözunu hatirladi.

 

Daha martin sonlariydi bahcesini guzelestirmesine daha az bir zaman vardi. Toprek verimliydi, icinde kucuk kayaliklar vardi ama onun icin artik fark etmezdi, toprak , su ve  gunes bana yeterli diyerek isine koyuldu. Ama kaygi veren dusunceler yuregine dönup dolasip tekrar saplaniyorlardi. Birden kendisine verdigi söz aklina geldi. Yemin etmisti bir daha bu kötu zihinsel   aliskanliklara dönmeyecekti. Gerginlesti, o an aklina arkadasinin tavsiyesi geldi” Her gun on bes dakika positiv dusunmen hayatini degistirecektir. Gunde sadece 15 dakika   positiv dusunursen  , yada hic bir sey dusunmesen  buda senin davranislarina,  iliskilerine yansir”. Aslinda bugun bunu farketmeden basarmisti, bahcenin kapisindan girerken, sirtini boyali kapiya dayayip dokunusu hissederken, yagmurun, topragin kokusunu alirken, gunes yuzune vururken bunu basarmisti. Dikattini ic dunyasindan alip , dis dunyaya vermis, hayatin kutsaliginin farkina varmisti. Her seyde tanrisal bir kutsaligin oldugunun  farkina vardi, saygi duydu, kendisine olan saygisida arti.  Bu sure icerisinde geri gelen kötu dusuncelerden , zihinsel aliskanliklardan kurtulmak icin , inadina butun duygularini kullanacakti. Arkadasinin  kendisine söyledigi su sözler geldi aklina ”Kötu dusuncelerden kurtulup daha anlamli ve huzurlu yasamak istiyorsan  daha huzurlu ve anlamli dusunmeliyiz” sözleri geldi aklina. 

 

Bunlari basarmak icinde  zihnine , bedenin ve  yasamina dikkat etmesi lazimdi. Bunlara dikkat ettikce insanlarla olan iliskileride duzelecekti.  Aradan gecen 20 gunluk sureden sonra, ara sira kötu dusunceler geldikce, oda inadina dikkatini baska seylere verip simdiki zamani yasama calisiyordu. Ciragin isi zordu, ama basaracakti. Kendisine cirak diyordu. Sonra cok uzaklardaki arkadasi aklina geldi, isleri yogun olabilrdi ama genede emailerine mutlaka  cevap verirdi. O kendisine hep bahcenin ustasi ol derdi. Oturup arkadasina bir email yazdi” Arkadasim,  ben bahcemin ustasi olmaya karar verdim,iki haftadir burdayim, ev daginik , bahcenin durumuda öyle, hic aldirmiyorum ve sabah bozkirin yagmurlu , melankoli dumaninda gunesi ilkez bu kadar , dost ve kendime yakin hissetim. Ve hayatin kutsaligini bu kokular icinde hissetim. Ilkez bozkirin bukadar guzel oldugunu gördum. Mutluyum,  ama nedense kötu dusunceler hep geri geliyor. Anti depresant haplarini bir tarafa biraktim. Bana yardim et ,  cok yogunsun biliyorum.Ama dost insan kötu gunde arkadasina daha fazla yardim etmeli öyle degilmi?  Ben kendime yemin ettim, söz verdim.  Bu zihinsel hastaliklardan kutrulmak icin  bu bahce, doga yuregim ve sen bana yol gösterecek.  Göreceksin,  bahce duzene girdikce benimde ruhum duzene girecek. Bilgisayari biraktiginda gözleri yasarmisti. Cok uzakta olsada guvenecegi bir insan vardi.

 

Cirak butun gun heyecanla emailini kontroll etti, cevap yoktu, gerginlesmisti, kötu dusunceler kara bulutlar gibi ustune ustune yigiliyordu.  Aklina ilk gelen yorumlar söyleydi” belkide arkadasim beni sevmiyor, ben kendisi icin ne ifade edebilirimki, bir suru hastasi icinde, ben hic bir seyi olmayan basarisiz bir insanim , benim neyim varki” dusuncelerine takildi, sonra tekrar kendisini toparlayip arkadasinin kendisine dedigi su söz aklina geldi kötu zihinsel aliskanliklardan kurtulmanin yollarindan birisi , bir kisi yada  bir olay hakinda negativ dusuncelere saplanirsan,  unutmaki sadece bir yorum degil,  bir kac yorum vardir öyleyse  kendine bir iyilik yap ve en sagliklisini sec”.  Cirak ,  daha saglikli bir yorum yapip rahatladi, kaygilari, korkularida bu saglikli yorumla kaybolup gittiler.

 

Ertesi gunun sabahinda kalkip bilgisayarini acip bakti, arkadasi email göndermisti, hemde isegitmeden önce saat 7.48.de email kendisine yazilmisti. Email söyle basliyordu” senden haber almak , beni cok sevindirdi, bizler icin cok önemli oldugunu unutma…..  senin basaracagindan hic suphem yok, iradeni disipline koyarken kucuk mutluluklari elden kacirma.

 

Ve ustasi kendisine recete sunar gibi sunu diyordu ”dusuncelerin cok yogunlasirsa icinden senin icin anlam tasiyan bir kelimeyi tekrarla bu  Allah, Tanri, Bismillah, Basaracagim, Yanliz degilim yada tammamiyla anlamsiz bir kelimeyi tekrarla”ommmm” yada kendin bulacagin bir kelimeyi kullan. Bunu yaparkende nefesine dikkat et. Nefes alisverislerinin farkina var , yavas yavas nefes alip ver .Bu sinir sistemini yavslatip duzene koyacaktir. Her gun bir dizi kelimeleri kendine söyle, bunlari gun icinde bir kac defa tekrarla. Onlar nereye gidersen git hep yaninda olsunlar ve tekrarla.” Motivasyonum yuksek, keyifliyim, mutluyum, becerikliyim huzurluyum,basaracagim, saglikliyim ” sukurler olsun,  sabret , sabrederkende calismaya devam et. Her seye bir mucize gibi bak.  Kendinle övun, ellerinle, ayaklarinla, gözlerine, ve unutma en cok guvendiklerinide aklinda hep tut onlarin varligi sana guven duygusu verecektir. Onlari ara cok uzaktalar isede  telefon ac. Kendini yanliz birakma insan sevdikleriyle gucludur, mutludur.  Ödevlerini hatirla. Mutlulugun en önemli iki anahtari  GUVEN ve INANMAKTIR:

 

Gun saglikli bir kahvaltiyla basla, unutma tek dusuncelerinle, eylemlerinle sagligina kavusamazsin, bedenin ihtiyaclarina önem vermelisin.Her seyi bir butun icinde dusun. Bunlarin beynine yerlesmesi icin  720 saat gereklidir yani her gun yukardakileri tekrarla. Her ihtiyacin oldugunda bana telefon yada email ile ulasabilirsin.. Unutma 720 saat 30 gun eder. 1 yill sonrada cok uzaklardan gelip seni orada ziyaret edecegim. Yanliz bana bahcenin suandaki görunusunden bir resim gönderirsen cok mutlu olurum diyerek emailine son vermisti.

 

Görusmek uzere kendine iyi bak. Bir cok kisi tarafindan sevildigini ise hic unutma.

 

 

Mehmet .E. Göncu

Yazinin devaminda görusmek uzere

Hoscakalin.

 

Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

KADINLAR İKİNCİ SINIF VARLIKLAR DEĞİLDİR
KADINLAR İKİNCİ SINIF VARLIKLAR DEĞİLDİR

Haberi Oku