Bir deve mükemmel yaratılmış hörgücü sayesinde +50 derecede yaşamını sürdürebilir. Bir yarasa sonar sistemi sayesinde karanlıkta dahi yönünü bulabilir. Bir köpeğin koku alma gücü, insanınkinden 40 kat daha fazladır. Bir zürafa uzun boynuna rağmen, damarlarındaki sistem sayesinde, kalpten beyne kolaylıkla kan taşıyabilirler. Burada saydığımdan daha milyonlarca fazla özellik canlılarda bulunmaktadır. Allah bu canlıları düşünmemiz için bu üstün özellikleriyle donatmıştır. Ayrıca Allah bu yaratması ile dilediği canlıda, dilediği şekillerde kusursuz özellikler yaratabildiğini göstermektedir.

Tüm bu yaratılış örneklerin yanında insanın vücut sistemlerini incelediğimizde de onlarca acz içindeki durumlarımıza şahit oluruz. İnsan büyük cüssesine rağmen, gözle görülmeyen bir mikroorganizmaya yendik düşebilir. Bir tek hücresinin DNA’sının yapısının bozulmasıyla kanser olabilir ve hayatını kaybedebilir. Hava sıcaklığının biraz azalmasıyla üşütebilir. Yine biraz güneşin altında fazla kalmakla hastalanabilir. Uykusuz kalmakla vücut dengesi bozulabilir. Allah insandaki tüm bu acziyetleri bir hikmet üzere yaratmıştır.

“…insan zayıf olarak yaratılmıştır.’’ (Nisa Suresi, 28)

Bunun yanı sıra bir çiçeğe baktığımızda, ilk dikkatimizi çeken güzel görünüşü, güzel kokusu ve temizliğidir. Örneğin insan bir gül kokusunu duyduğunda içine müthiş bir ferahlık gelir. Ama çiçekler bu muhteşem güzelliklerinin farkında değildirler. Çiçeğin bu özellikleri ile insanı kıyasladığımızda, bu yöndeki acizliğimizi daha net görebiliriz. Çiçeğin temiz kalması için banyo yapmasına gerek yoktur. İnsanın ise kıyafetlerini ve bedenini sürekli temizlemesi gerekmektedir. Yine çiçeğin düzgün görünmesi için, yapraklarının ütüye de ihtiyacı yoktur. Çiçek hiçbir zaman kötü kokmaz. Ancak insan kendine bakım yapmazsa kötü görünür ve kötü kokmaya başlar. Elbette Rabbimiz dileseydi insanı da çiçeğe benzer özellikler ile yaratabilirdi. Allah düşünmemiz ve öğüt almamız için insanı eksikleriyle beraber yaratmıştır.

Rabbimiz dileseydi, insanı çok az suyla yaşayan canlılar gibi yaratabilirdi. Yine Rabbimiz dileseydi, insanı su altında yaşayan canlılar gibi hiç zorlanmadan, istediği kadar su altında kalacağı şekilde yaratabilirdi. Rabbimiz dileseydi, insan bazı mikroskobik canlılar gibi aşırı soğuğa, aşırı sıcağa ve radyasyona dayanıklı olabilirdi. İşte insanın bu olaylar üzerinde derin tefekkür edip, hikmetlerini anlaması gerekmektedir.

“Ve O, yeri yayıp uzatan, onda sarsılmaz-dağlar ve ırmaklar kılandır. Orada ürünlerin her birinden ikişer çift yaratmıştır; geceyi gündüze bürümektedir. Şüphesiz bunlarda düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.’’ (Ra'd Suresi, 3)

Görüldüğü gibi Allah dilediği zaman, dilediği varlıklarda kusursuz sistemler var edebilmektedir. İnsanı ise birçok acizlik içinde yaratmıştır. Demek ki, bu acziyetin bir anlamı bulunmaktadır.

Evet, Rabbimiz imtihan için dünya ortamını yüzlerce eksikliklerle yaratmıştır. Ancak imtihan bittikten sonra yaşanacak olan ahiret hayatına ise kusursuzluk hakim olacaktır. Örneğin cennet hayatında, dünyada alışkın olduğumuz hiçbir eksiklik ve acizlik yoktur. Örneğin dünyada susarız ve hücrelerimizin enerji kazanması için su içeriz. Ancak cennette böyle bir olay yoktur. Yani cennet ehli orada susamayacaklardır. Yine soğuk havada üşür palto, kazak gibi kalın giysiler giyeriz. Aşırı sıcaklarda da terlememek için oldukça ince giyinir, gölge ve serin ortamlarda bulunmaya çalışırız. Oysa cennette bu acziyetlerin hiçbiri bulunmamaktadır. Dünyada gece vakti olduğunda vücudumuz uyku moduna geçer, halsizleşir ve dinlenmek isteriz. Cennette uyku da yoktur. Cennette insan yorulmaz, bıkmaz, hastalanmaz, keyifsizleşmez ve acıkmaz. Burada sayamayacağım kadar çok mükemmel özellikler cennette inananlar için yaratılmıştır.

Bunun yanı sıra cehennem hayatı da mükemmel özelliklerle donatılmıştır. Örneğin cehennemde işkenceler sürekli ve tahayyül edilemeyecek şekilde acı doludur. İşte bu durum işkencenin kusursuzluğunu gösterir. Yine ateş sürekli ve çok yakıcıdır. Cehennemde sayılmayacak kadar çok fiziki işkencelerin yanı sıra, psikolojik işkencelerde bulunmaktadır. Örneğin cehennemde bunalımlar, stresler, hüzünler, kuşkular, kavgalar sonsuza kadar sürecek şekilde yaratılmıştır. Cehennem ehli, Allah’tan yüz çevirmenin sonucu olarak dünyada yaşadığı maddi, manevi sıkıntıların misliyle fazlasını cehennemde yaşayacaktır. Bu durum, Allah’ın yarattıkları üzerinde tefekkür etmeyen, Rabbini görmezden gelen, uyarılardan öğüt almayanların hazin sonudur.

“Öyleyse içinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların konaklama yeri ne kötüdür.’’ (Nahl Suresi, 29)

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×