Darbe, ayaklanma, şiddet… tarihin hiçbir döneminde barışı, adaleti ve demokrasiyi sağlamamıştır. Herhangi bir milletin hükümeti ne kadar hata yapmış olursa olsun, tepkiler hukuk çerçevesinde, sağlıklı görüşmelerle ve uyarılarla olmalıdır. Son günlerde gündemi oldukça meşgul eden Mısır’daki olaylara ise bu bakış açısı ile yaklaşmalı ve inançlı ülkelerin tepkilerini ona göre vermeleri gerekmektedir. Aksi taktirde bu olaylara tepkisiz kalmak, demokrasinin önüne set çekilmiş olan Mısır’a destek vermek anlamına gelecektir.

Mısır’daki olaylar Avrupa ülkelerine ve Amerika’ya da oldukça olumsuz yansımaktadır. Örneğin Mursi’nin hiçbir gerekçe gösterilmeden tutuklanması, demokrasiye yapılmış bir hakarettir ve hiçbir mantıklı açıklaması yoktur.

Mısır’ın kendini toparlaması için ilk önce Mursi ve diğer tutukluların serbest bırakılması gerekmektedir. İkinci olarak da hızlı bir şekilde seçime gidilmesidir. Seçime halkın yarısını temsil eden İhvan Partisi’nin katılmasına da müsaade edilmelidir. Aksi taktirde halkın istemediği bir kişinin başa getirilmesi Mısır’daki huzursuzluğu arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Mısır’da savunmasız halka karşı vahşet uygulanması (örneğin camide namaz kılan insanların üzerine ateş açılması) asla kabul edilemez bir uygulamadır. Aynı şekilde karşı tarafında bu vahşete silahla karşılık vermesi Mısır’ı yaşanamaz bir yer haline getirecektir.

Mısır’da tüm bu yaşananların temelinde ise bağnazlık felsefesi bulunmaktadır. Hükümetten halka tüm kesimin yaşadığı bağnazlık devam ettikçe Mısır gerçek anlamda rahata kavuşamayacaktır. Bu konu bir tek Mısır için değil, tüm İslam ülkeleri için geçerlidir. Kuran ahlakına tamamen zıt olan hurafeci mantık, Avrupa ülkeleri tarafından da İslam’ın yanlış anlaşılmasına sebebiyet vermektedir. İslam ülkelerinin özellikle sanat, teknoloji ve bilimde geri kalmalarının en büyük nedeni de bağnazlıktır. Bu yüzden Mursi’nin de bu anlamda kendini değiştirmesi, ülkesine örnek olması gerekmektedir. Özellikle de gençlerin gerçek Kuran ahlakını benimsemeleri ve yaşamaları için faaliyetlerde bulunmalıdır. Temiz olmayı, bakımlı olmayı, kültürlü olmayı bir yaşam biçimi haline getirmeli, özgürlüğü ilke edinmelidir.

Mısır’da her görüşten insanın özgürce inancını yaşayabilmesi sağlanmalıdır. Çünkü İslam’ın özünde inanç özgürlüğü vardır. Bağnaz bir düşünce yapısı, kısıtlamalar ve farklı görüşlere olan saygısızlık Mısır’ı kavruk bir yapıya götürmektedir.

Kadınlara olan bakış açısı da bir ülkenin tarihini etkileyen önemli bir unsurdur. Kadına verilen değer bir ülkenin kalitesini de göstermektedir. Bu yüzden Mısır’da yobaz zihniyetin meydana getirdiği kadının ikinci sınıf muamele gördüğü mantık kaldırılmalıdır. Kadınlar toplumda hak ettiği yeri almalıdır. Bu, Allah’ın bize tavsiyesidir.

Sonuç olarak geç kalınmış hiçbir konu yoktur. Önemli olan samimi bir niyetle, Allah’ın uygun gördüğü bir yönetim şeklini uygulamaya çalışmaktır. Eğer tüm İslam ülkelerinde bu mantık benimsenirse İslam Birliği vesilesi ile de İslam toprakları en modern, en demokratik şekli ile tüm dünyaya örnek olabilir.
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×