31 NUMARALI REKLAM ALANI
Milli Gazete daha güçlü ve etkili olacak

Adnan Öksüz'ün röportajıSevgili Mustafa Kurdaş'a, "Bu haftaki Pazartesi söyleşisini Mustafa Kurdaş'la yapmak istiyorum." teklifini yapınca şöyle bir duraksadı, hatta duymazdan geldi. Olur muydu hiç! Millî Gazete'nin Genel Yayın Yönetmeni olarak kendi gazetesine röportaj vermek... Doğrusu ikna etmem hiç de kolay olmadı. Ama bu söyleşiyi yaptıktan sonra, "İyi ki konuşmuşum, zorlamışım." dedim. Neden mi? Bu söyleşiyi yapmasaydım Millî Gazete'deki son yenilikleri okur kim bilir ne zaman öğrenecekti? Bu söyleşiyi yapmasaydım merhum Erbakan'ın Reha Muhtar'a, 'Sabıkalısın!' demesinin nedenini bilemeyecektik. Ve daha belki birçok 'ilk', tarih sayfalarında tozlanıp, küllenecekti. Bu hakkı Millî Gazete okuruna verdiği için Kurdaş'a teşekkür ederek sizi röportajla baş başa bırakıyorum. İşte sorular ve cevaplar;

Millî Gazete Türkiye'de neyi temsil ediyor? Misyonu nedir? Millî Gazete deyince neyi anlamak lazım?

Millî Gazete'yi Millî Gazete yapan en önemli konuların başında bu milleti millet yapan değerlere sahip çıkıyor olması gelmektedir. Ve bunu da uzun soluklu bir şekilde, çizgisinden hiçbir şekilde sapmadan yerine getiriyor olmasıdır diye düşünüyorum. Millî Gazete 5-10 yılın gazetesi değil, 39 yıllık bir gazete. Hiç kimsenin henüz daha sahnede bile olmadığı bir dönemde Millî Gazete yayın hayatına başlamış, bu milleti millet yapan değerleri önceleyerek onları bu millete yeniden hatırlatarak bir yayıncılık yapmıştır. Millî Gazete 39 yıllık bir gazetedir ama savunduğu değerler ve kavramlar esasen bizim kökümüzü ifade eden değerler. Bu açıdan baktığımızda Fatih Sultan Mehmet'e, Alp Arslan'a kadar uzanabiliriz. Millî Gazete bu millet için bu vatan için önemli ama sadece belki bunlarla sınırlamak da doğru değil. Çünkü Millî Gazete için İstanbul neyi ifade ediyorsa Bağdat da, Kudüs de, Saraybosna da, İslamabad da onu ifade ediyor. Yani Millî Gazete bu anlamda İslam coğrafyasının bütün meselelerini ve yarınını gündeminde tutan ve bunu kendine misyon edinen bir gazete. Milletimiz İslam'ın sancaktarlığını ve bayraktarlığını yapmıştır. Millî Gazete İslam coğrafyasıyla bu lider milletin yeniden buluşmasını sağlayacak yayınlarıyla bu açıdan da önemli bir fonksiyon üstlenmektedir.

Siz Millî Gazete'ye yabancı değilsiniz esasen. Mesleğe yine bu gazetede muhabir olarak başladınız. Yaklaşık 4 aydır da gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğini ifa ediyorsunuz. Nasıl bir Millî Gazete buldunuz?

Camiamız önemli bir travma yaşamıştı. 11 Temmuz Kongresi öncesi itibariyle söylüyorum. Bu travmadan etkilenen camiamızın unsurlarından biri de Millî Gazete idi. Camiamızla gazete arasındaki o güçlü köprüleri yeniden oluşturmak gerekiyordu. Bu güçlü köprülerin yıkıldığını söylemiyorum ama kısa bir dönem önemli bir güven zedelenmesi yaşandı. Elhamdülillah biz geldiğimiz ilk gün yazmış olduğumuz başyazıda da ifade ettiğimiz şekliyle istikamet vurgusu yaptık. Dedik ki 'Millî Gazete'nin hatası, eksiği yine olacak ama bundan sonra Millî Gazetenin asla ve kat'a istikamet sorunu olmayacak. Millî Gazete'nin istikameti bellidir. 39 yıl önce bir Besmele çekilmiştir. O besmele hangi niyetle, hangi amaçla çekilmişse bugün de Millî Gazete aynı niyet ve amaçla yarınına, önüne bakmak durumundadır.' Hem camiamıza hem de kurumumuza istikamet mesajımızı vermiş olduk. Ama burada şunun altını da çizmek gerekiyor; Millî Gazete'deki bütün arkadaşlar hakikaten Millî Gazete'ye inanmış arkadaşlar. En tepeden en alttakine kadar inanmış bir kadro var. Bu da bizim işimizi çok daha kolaylaştırmış oldu. Burada çalışan arkadaşların Millî Gazete'nin savunduğu değerlere sahip olması güçlü köprülerin yeniden inşasında önemli rol oynadı. Ruh hali itibariyle söylüyorum; geldiğimiz zamanki Millî Gazete ile şimdiki Millî Gazete arasında -camiamızla güçlü köprülerin kurulması anlamında- önemli bir mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum. Tabiki bu konuda gazetemezin sahibi Ömer Yüksel Özek ve Genel Müdürümüz Nezir Aydın beyler olmak üzere, üst düzey bütün yöneticilerimizin çok büyük destekleri ve gayretleri oldu. Editör arkadaşlarımızdan, haber merkezimize, operatörlerimizden sayfa sekreterlerimize, kamera, tashih ve dizgi servislerimizden, dağıtımdan reklam departmanımıza kadar kadromuzun istisnasız tamamı inanarak gazetemizin yönüne ve duruşuna sahip çıkmıştır. Camiamız adına bütün ağabeylerimize, bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Millî Gazete 'tarafı' olan bir gazetedir

Millî Gazete'de yazıyor olmak ne demek sorunuza gelince.. Millî Gazete'ye diğer gazeteler açısından baktığımızda -siz de İletişim Fakültesi mezunusunuz- İletişim Fakülteleri'nde 'objektif gazetecilik' söylemi çok fazla dillendirilir. Ama ben objektif gazetecilik kavramının sadece kitaplarda kaldığına inanıyorum. Ve bunu mesleğimizde de görüyorum, uygulama olarak. Her yayın kuruluşunun bir yayın politikası var. Tüm yazar ve muhabirler ya da görsel medya açısından bakarsak bütün TV programcıları çalıştıkları kurumun yayın politikası çerçevesinde yazıyor ya da haber yapıyor olmak durumundadır. Eğer bir muhabir çalıştığı medya kurumunun yayın politikası dışında haber yapıyorsa o haberler girmez. Bunu sürekli yaptığı takdirde kapının önüne konulacağını bilir. Yayın politikasına uygun haberler yapmaya başlar. Burada şunu söylemek istiyorum; Hürriyet Gazetesi, Sabah Gazetesi, Radikal Gazetesi ne kadar objektif ise Millî Gazete en az o kadar objektiftir. Hürriyet'in görmek istemediği haberleri ben görüyorum, benim görmediklerimi Hürriyet görüyor. Onlar bazı haberleri görmezden gelirken objektif oluyor; ben bazı haberlere daha bir hassasiyet gösteriyorum, objektif olmuyorum... Böyle bir anlayış tamamen yanlış... Bu tamamen konulara yönelik bir hassayiyet meselesi. Ama şunun da altını çizerek söylemek isterim; Millî Gazete objektiflik tanımlamasının yanında 'tarafı olan' bir gazetedir. Bu çok önemli. Bizim tarafımız bellidir. Hak-batıl mücadelesinde Hakkın yanındadır. Bütün ezilenlerin, mazlumların, hakkı yenenlerin, hak arayanların tarafındadır. Millî Gazete 39 yıldır bu hak arayışlarının ve özgürlüklerin yegane savunucusu olmuştur. Bundan sonra da olmaya devam edecektir.

Çizgisinden santim sapmayan kararlılıkla...

Okur da belki şunu merak ediyor? Yayın politikanızda neyi ölçü alıyorsunuz? Örneğin her yazar istediğini yazabiliyor mu? Bu anlamda hangi kıstaslarınız var?

Millî Gazete belli hassasiyetleri olan bir gazete. Çünkü Millî Gazete'nin savunduğu görüş, Millî Görüş'tür. Ve bununla da Millî Gazete iftihar etmektedir. Çünkü Millî Görüş'ün sesi olmak öyle sıradan ve kolay bir şey değildir. Konjonktürel hareketlenmeler bugüne kadar sürekli Millî Görüş aleyhine cereyan etmiş ve Anadoluyu, insanımızı, tarihimizi, maneviyatımızı temsil eden Millî Görüş'ün önüne hep bubi tuzakları kurulmuştur. Ancak şu bilinmelidir ki; Millî Gazete bütün bu engellemelere, sıkıntılara, darbelere, yasaklamalara, süreçlere rağmen Millî Görüş'ü savunmada 39 yıl boyunca olduğu gibi bugün de aynı kararlılıkla çizgisine devam etmektedir. Ve Millî Gazete bu hassasiyetlerle birlikte yoluna devam etmek zorundadır. Bunu niçin söylüyorum; çünkü Hakkı söylüyor olmak çok kolay bir şey değildir. 39 yıl önce biz 'Hak Geldi, Batıl Zail Oldu' dedik, bugün de 'Hak Geldi, Batıl Zail Oldu' diyoruz. Bunu söyleyebilmek hakikaten kolay bir şey değildir. Bu Millî Gazete'nin en büyük başarısıdır. Çizgisinden santim sapmamış olmak çok önemlidir. 39 yıldır sürdürülen psikolojik savaşlara ve diğer yıldırmalara, baskılara rağmen Millî Gazete'nin bu kararlılığı önemli bir kararlılıktır. Millî Gazete'yi diğer gazetelerden ayıran en önemli fark da bu. Çünkü Millî Gazete bir grubun, bir para babasının, bir holdingin, bir bankanın, bir kartelin gazetesi değil. Millî Gazete bir camianın gazetesidir, belli bir misyonu ve kimliği vardır ve bu paralelde yayıncılık yapmaktadır. Bu takdir edersiniz ki en zor şeydir. Zira durum kollayarak pozisyon değiştirmiyorsunuz. Konjonktüre göre pozisyon değiştiren bazı gazete ve yayın organları belki rahat ediyor olabilir. Önü açılıyor olabilir. İnandığı değerlerin takipçisi olarak mutlaka ve mutlaka 'Yeni Bir Dünya'nın kurulması hedefi ve gayesinde olduğu için Millî Gazete'nin işi kolay değil. Psikolojik savaş dün vardı, bugün var, yarın da olacak. Millî Gazete bunun üstesinden yine gelecektir.

"Millî Gazete 100 bin satsa devrim olur"

Göreve geldiğiniz zaman Millî Gazete'nin tirajı neydi, şimdi ne oldu? Hazreti Yusuf'la ilgili bir promosyon verdiniz, beklediğiniz tirajı yakalayabildiniz mi? Tiraj hedefiniz ne?

Önümüz yaz dönemi. Yaz ayları gazetelerin en handikaplı dönemdir. Abone çalışmasıyla tiraj yakalamaya çalışan gazeteler açısından zor bir dönemdir. Kimi tatile gider, kimi köyüne gider, öğrenciyse bir başka şehire gider. Evler boşaltılır. Millî Gazete Hazreti Yusuf promosyonuyla 14 bin tiraj aldı. Bu önemli bir ilk adımdı. Şimdi önemli bir promosyon daha veriyoruz. 3 Haziran 2011 tarihinde kuponunu vermeye başlayacağımız 'Namaza İlk Adım' promosyonuyla tirajımızı net 70 bine çıkarmayı planlıyoruz. Vereceğimiz bu promosyonun özelliği şu; tatil başlıyor, Ramazan başlıyor. Türkiye'de ahlaki ve manevi yozlaşma söz konusu. Kur'an öğrenimi 12 yaş altı çocuklarda yasak, maalesef böyle bir ülkede yaşıyoruz. Ağaç yaşken eğilir düsturundan hareket ederek ve Peygamber Efendimizin çocukları 7 yaşından itibaren namazı sevdirme tavsiyeleri doğrultusunda içinde Kur'an alfabesinin de olduğu bu hediyeyi okurlarımıza şiddetle ve hararetle tavsiye ediyoruz. Namaz nasıl kılınır, namaz sureleri, abdest nasıl alınır, namaz vakitleri nedir, bunları çocukların anlayabileceği şekilde çok güzel resimlerle de anlatımı yapılan bir eser bu. Hem kitap hem de dijital bir bölümü var. Bu eser çocukların yanı sıra büyüklerimizi de ilgilendiriyor. Çünkü yetişmiş insanlarımızın bazıları da namaz surelerini yanlış biliyor ama bunu bugüne kadar düzeltememiş olabilir. Utandığı için bilen birine de soramıyor. Dijital bölümde düğmeye bastığınızda Fatiha'yı, Elemtera'yı, Nas surelerini, Kunut Dualarını dinleyebileceksiniz. Bunları tüm tecvit kuralları içinde dinleme imkanı var. Taşıması kolay bir kitap ebatında. Her zaman yanlarında taşıyabilecekleri bir hediye olacak. Çocuklarımız namaz surelerini ve dualarını dinleyerek ezberleyecek. Düşünebiliyor musunuz, çocuklarımız namaz kılmaya başlayacak...

Tiraj hedefine gelince.. Biz Millî Gazete'yi inşallah 100 bin satar hale getireceğiz. Gazetemizin üst düzey yöneticileri başta olmak üzere bütün kadromuz buna inanmış durumda. 3-4 aylık promosyon planlamamızı yaptık. Namaza İlk Adım promosyonundan sonra vereceğimiz hediyeler de belli. Ama onlar sürpriz kalsın. Bu kampanyaların biri biterken diğeri başlayacak. Ramazan ayında da var, daha sonra da devamı gelecek. Geçmişte Millî Gazete bir promosyon veriyordu sonra 2-3 yıl vermiyordu. Bundan böyle sürekli promosyon dönemi başlıyor. Millî Gazete 100 bin satmalı, bu Erbakan Hocamızın vasiyeti. Erbakan Hocamız Millî Gazete ile ilgili yaptığı konuşmalarda, "Millî Gazete 100 bin satsa devrim olur" derdi. Türkiye'de çok şey değişir anlamında devrim olur derdi. Merhum Erbakan Hocamız, Millî Gazete'ye çok büyük önem ve değer verirdi. Bu önem ve değeri de gösterirdi.. Millî Gazete okumayan bir Millî Görüşçü tasavvur bile etmezdi.

Nasıl gösterirdi?

Erbakan Hocamız bütün çalışmalarında mutlaka Millî Gazete'yi sorardı. Partiyle ilgili çalışmalarda ve Millî Görüşçü kuruluşlarda (MİLKO'larda) Millî Gazete'nin özel bir gündemi olurdu. Çok iyi hatırlıyorum; 28 Şubat sürecinde antidemokratik odaklar 54. Hükümeti ve bu hükümetin Başbakanı merhum Hocamızı düşürmek için baskı yaparken Erbakan Hocamız Refah Partisi'nin kapalı Grup toplantılarında, "Ah, bizim Millî Gazete bugün 300 bin satıyor olsaydı acaba bunlar bu yaptıklarına tevessül etme cesaretini kendilerinde bulabilirler mi?" diyerek hayıflanırdı. Hocamız Millî Gazete'yi anlatırken Sultan Baba'yı örnek verirdi; Sultan Baba yanına ders almak için gelen birine iki şey hediye ederdi. Bir sabun, bu maddi temizlik için. Bir de Millî Gazete, bu da manevi temizlik için. Ondan sonra o kişiye dersini verirdi. Erbakan Hocamız teşkilatlarla görüşürken, "Millî Gazete okumayan 24 saatte yakayı ele verir." derdi. Hocamızın Millî Gazete'ye verdiği değeri en iyi gazetemiz Ankara Bürosu'nda çalışan arkadaşlar bilir. Hocamız eğer bir çalışma yapacaksa mutlaka Millî Gazete'den bir muhabiri yanında isterdi. Seçim çalışmalarında mutlaka eskortunda Millî Gazete'den de biri olurdu. Bir heyetle Hocamız fotoğraf çektirirken onlarca foto muhabirinin içinde sadece Millî Gazete'nin foto muhabirinin gözlerine bakar, Millî Gazete foto muhabiri başıyla 'tamam' dediğinde Hocamız konumunu değiştirirdi. Orada birçok kameraman, foto muhabiri vardır ama Hocamızı ilgilendiren sadece Millî Gazete'nin deklanşörüdür, Millî Gazete'nin foto muhabiridir.Milli Gazete

Kaynak : haber7.com

Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

RTÜK Yasası'nın iptali istemi reddedildi
Anayasa Mahkemesi, RTÜK ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı 6112 sayılı kanunun iptal istemini reddetti

Haberi Oku